31 Aralık 2006

... yıl bitiyor ...

" 2007 Antalya yılımız kutlu olsun ! " ıyy ne alaka yani gecen yıl da o zaman ankara yılıydı diye bana serzenişte bulunmayın. belediyemiz bu yazıları yapıştırtmış antalyamızın dört bir yanına :)) gelelim geride kalacak olan 2006 yılına. bu sene zarfında bayaa güzel olaylar yaşadım ve bu yılımı en güzel yıllarımdan biri olarak hatırlayacağım(yani not almam lazım hafızam iyi değildir ama ;p) belki de en güzel yılım hatta. bi şööyle flashback yapiim siz de roman gibi okuyun.
¤ benim 2006 yılım victoria's secret fashion show ile başladı. modayı yakından takip eden biriyimdir. çok başarılı bir showdu;p geyik bi yana izledim yani yalan mı söyliyim:) yeni yıla nasıl girersen öyle devam edermiş eheh belki uğur getirmiştir bilemiyorum,çünkü yeni yıla girerken eski yıllarımdan farklı bir bunu yapmıştım ve 2006m güzel geçti :)
¤
sömestr zamanımda istanbula gittim. emirlerde sibirya soğukları nedeniyle mahsur kaldım. bu zamanlarda dilara hanımı-ki yandaki fotosu çekilmek istemediği zaman çekilmiştir- ayağımıza kadar getirdik;p ayakları dert görmesin üşenmedi hiç. ama ucaktan indim ve kaldığım 5-6 gün boyunca istanbulda hiç güneş görmedim.sadece dönüşte uçağımı beklerken güneş gözükmeye başlamıştı.antalyaya döndüğümde hava günlük güneşlikti. bi kaç gün evde t-shirtle dolaşmıştım;p
¤ bir ara İsviçre Türkiye maçı vardı teheyy ;p ilk maçtan bi kaç saat once benim de halı saha maçım vardı. orda güümm!(hakkaten baya ses cıkmıştı) diye burnumun ustune bi kafa yediydim. bi kanama fln olmadıydı sadece acımıştı.sonra eve geldim.maçı izledim.akşam yatmadan once dişlerimi fırçalıyorum ki bi baktım hafif yamuk duruo yahu bu burun.sonra annem istersen acile gidelim dedi,gittik.orda da komik bayaa dialog olduydu sonra anlatırım.neyse filmimi çektiler.doktor aplamız "bu burun onceden zaten yamukmuş, yeni değil" gibisinden bişi dedi;p ben de doğrudur dedim eve döndüm;p o günden sonra dikkat ettim ki çoğu kişinin burnu hafif falsoluymuş :))
¤ aklıma geldi bi arada da gs şampiyon oldu son maçta ;p sevinç
gosterilerinde sabri amigoluk yapmıştı, adnan polat da gürleyerek(!) "saat kaaç" diye her tribüne sorduydu ;)
¤ 2006da mı oldu tam bilmiyorum ama dönemcenek saklıkente gitmiştik gezi maksatlı.saklıkent antalyamızın daglarında bir kayak merkezi, bilmeyenler öğrenmiş olsun. böyle temiz dağ havası, kar topu savaşımsı şeler yaparak eğlendik. bir ara "telesiyej" ile zirvedeki cafeye çıkalım dedik. çıkıyoruz, üstünde olduğumuz şeyin üstü açık bişiy;p yaani çıkarken her tarafımız acaaip dondu. bayaa da vakit aldı çıkmak. neyse ama zirve manzarası süperdi. indiğimizde aşağıdaki cafede berkay adlı fotodaki çocuk bizi çok sevdi, ki
biz de onu sevdik zaten. karede ertugrulun sevecen tavırlarını da görmektesiniz;p
¤ seçmeli resim dersimiz sayesinde bir san'at eseri meydana getirme imkanım oldu. resim aslında orhan taylanın bir eseri. başlarda yapacağımız tablo için ben bir doğa resmi seçmiştim zaten insan resmi çizmeyi hiç beceremediğimi düsündüğüm için.resim hocamız nurhan bey sayesinde bu resmi seçtim ve büyük ölçüde üstesinden geldiğimi düşünüyorum. ayrıca olbiamızda sergilenmiştir tablom:))
¤ hayatımın köşelerinden birine gelmiştim. başlangıcın başlangıcı olan dakikalardan biri de bu. pınar o anı ölümsüzleştirmiş çaktırmadan. beyzade benim açımdan tarihi anlarından birini yaşıyor ;p
¤ başlangımız ise bir cumartesi günü beachparkta biraz oturduktan sonra gizli bahçedeki emre aydın konseriydi ama emre aydından ziyade musti urazoğlan özdeyiş k.emir beyler bizim keyfimize keyif katmaktaydılar. karanfilleri nerden buldularsa artık :) bu anı ölümsüzleştiren ise o dakikalarda yanımda olan duygucum ve ayrıca bu karanfiller hala bizde bulunmaktadır :)
¤ en kötü espri yarışması birincisi seçildim-ki önceki sene juri özel ödülüm vardı bu yarışmada-;)) bu anda esprinin devamını anlayan k.emirin kopuşunu görmektesiniz.
¤ bir ara emir bey antalyamıza teşrif ettiler. grup gas olarak bir albüm çıkardık. grubumuzun üyeleri emir bey, medico eren ve ben, albümün adı ise "kelepçe"ydi.
¤ yazın bi batı karadeniz gezisi yaptıydık sülalecenek.ben finali olur olmaz yola cıktıydık ehehk bi hafta mıydı neydi gezihatta istte bittiydi. daha sonra antalyaya bizim oglanlar gelmiş liseden. tabi okullar tatile girince. oyle olunca gece kofteciye gidip sahilde muhabbet etmek kaçınılmaz oluyor. biz de öle yaptık bi çok kez :)
¤ yazın her fırsatta canım duygumla buluştum,hatta her gün diyebilirim ;) yani en çok sevdiğim şeyi yaptım. aslında onun içinde bulunduğu bütün olayları, faaliyetleri seviyorum zaten . . .
¤ oğlum dünyaya geldi. adı memet. pek sağlıklı pek hareketli maaşallah. perdeden ışığa atlamayı, ordan koltuğa atlayıp yuvarlanmayı çok seviyor:) onunla, ibrahim kutluayın cocuguyla verdiği poz gibi naturel bir poz verdim;p Allah analı babalı buyutsun ehehe
¤ tabii bütün yıl boyunca ben-ertugrul-huseyn-eren 4lümüz hiç bozulmadı. hatta antalyada oldukları zamanlarda da irem-pırıl-öske 3lüsü bize eşlik ettiler. bu kare de her sezon başında olan tıp şöleninden. bağımsız bir şölenimizin olması hoş bişiy;p
¤ duygum üniversite-başkent üni.- eğitiminden dolayıdır ki ankaraya gitmişti. özlem hat safhadayken ramazan bayramı sayesinde antalyaya geldi. çok tatlı çok değerli zamanlar geçirdik. çoook güzeldi. bazen semra hanımlar da bize eşlik etti.
¤ hep beraber eğlenmelerimiz fırsat bulabildikçe devam etti,yani fırsatları degerlendirmeye çalıştık diyebiliriz. fırsatların önündeki en önemli engel ise derslerin yoğunluğuydu.
¤ irem ve ceren hanımlara eve çıkmalarından dolayı hayırlı olsuna gittik. mukemmel yemekler hazırlamış fotograftaki kızlarımız. elinize sağlık ve tekrardan hayırlı olsun;p
(bi fotoda hüso,diğer fotoda ertugrul çıkmadığı için 2 farklı versiyon koydum;))









¤ duygucum bir balığa evinin
kapılarını açtı. hatta akvaryumunu-fanusunu açtı ;p balık hayati beye de selamımı iletiyorum çok karakterli delikanlı biraz agresif bir balıkmış duyduğuma göre :) duygunun hayati beyle çekindiği bu fotoğrafın sanatsal acıdan takdire uygun oldugunu söylememem elde değil ;p
¤ yılın son pdö oturumunda
gitmeden önce biraz geyik çevirdik. soguk havada sımsıcak hastaneden cıkası olmuyor aslında insanın. hem eglenmiş hem biraz daha oyalanmış olduk ;p
eveeet . . . kah güldük kah üzüldük ve fotoğraflarla 2006 yılımın sonuna geldik ;p atladığım şeyler olabilir zaten hafızası iyi olan biri değilim. kah üzüldük dedim ya, aslında pek üzülmedim yahu ben bu yıl bayaa güzel geçti demiştim zaten ehehekeh. umarım yeni yıllar da sevdiklerimle beraber sağlıklı ve huzurlu geçer. haa sizin de geçsin tabii :) hepinize hayırlı seneler diliyorum efendim . . . haa bayramınız da mübarek olsa ya . . .
çentik : bu yazı için çok kastım yahuu, içimi dökmek istedim buraya, bu fotoları böyle düzenlemek ve bir yandan da özellikle sinir eden şey acaip acaip şeyler çıkaran pc ile boğuşmak! fln hooff rahatladım behh ama güsel oldu ;p yılın son yazısı için olsun bu kadarcık ;)

30 Aralık 2006

... yüzey-s-el ...

yüzeyel detaylar dediğim zaman "yüzeysel olmıcak o, lahooy düzeltivir onu" diyenleriniz oldu ;p ben de o kadar böyle detaylara takılmayalım, yüzeyel detaylar bunlar demiştim eheh. nese geçen günlerde pdö(bir ders işte) için bakınırkene ne göriim, taş gibi yazmışlar "yüzeyel refleksler" diye, sevindim tabi böle de kullanıldığını görmeme ehehe

... hünefe ...

dün akşam hatta ve hatta gece abim elinde 2 porsiyon künefeyle geldi. ki 2si de banaymış kendine de öyle almış ;p künefeyi karşımda gören ben anca ağzımın suları akarken kü-kü-hünefeğğ diyebilirdim :) fıstıktan da cimrilik yapmamışlar ha, bakın fotoyu çekmeden önce bi çatal almışım bile ehehe künefe sevmeyen var mıdır yahuu

29 Aralık 2006

... yemekhane öyküleri ...

akmaya başladım haa yazmaya yazmaya ;) hadiseyi anlatayım hemen. bizim yemekhanede ustunde yemek yenilen metal levhayı(yahu bunun adı ne ki?) yemeğini yedikten sonra geri götürürsün, verirsin, onlar yıkarlar işte (napcaklar başka di mi ;p). ama bu tabak bırakma sırasında bazen yığılma oluyor ve kuyruk oluşabiliyor. bir gün ben tabağımı erken bırakmıştım. benim geri kalan 3 arkadaş tabağı bırakmak için kuyruğa girdiler. ben de onlarla muhabbet ederek yanlarına durdum. onlar kuyrukta(hatta kuyruğun ortalarındalar), ben onların yanındayım(konumumu anlamanız için: kollarımı açarsam kuyruğa paralel oluyor kollarım,dayanamadım şekil çizdim;)). bi kaç saniye sonra arkamı bi döndüm, abaoow kuyruk oluşmuş ya benim arkamda :))) en az 6 kişi ellerinde tabaklar sıraya girmişler arkama, ama ben orda muhabbet için duruyorum, sıranın bi parçası değilim ki ahaha nese bunu görür görmez can havliyle kuyruktan öteye cıktım. arkamda oluşan kalabalık sıra da istenmeden de olsa keklendiklerini anladılar sanırım ;p yahu istesem kekleyemem bu kadar da elim bomboş sen kuyruktayım sanıosun arkama geçiyorsun ben napiim artık eheh hayır bi de gerçek kuyruğa 90 derecelik açı yapmışız sanki 4 yol ağzı mubarek ;p neyse arkadaşlar siz siz olun, girdiğiniz kuyruğun kuyruk olup olmadığına dikkat edin, her gördüğünüzün arkasına sıralanmayın ;p

... birtakım şeyler ...

hızımı almışken 2 şey daha anlatacağım.
- - - kaç gündür telefon elimde mesajlaşırken cebimi kontrol ediyorum ve telefonun cebimde olmadığını farkedip panikliyorum. ve bu çok sık olmaya başladı. umarım siz de böyle şeyler yaşıyorsunuzdur. kendimi yalnız hissetmeyeyim bu konuda ;p
- - - ben şu blogumu update yaptım, beta blog oldu sanırsam. iyi hoş da, betablog oldu da, kime oldu, nooldu, anlamadım ki ben. noldu simdi ne farkı var. ben soyluyorum o yazıyo mu ne yani. ben bi yenilik goremedim yahu ;p nese yeni açtım daha biraz kurcalarım cıkar belki bişiler

... kazak erkeği ...

kazaaaaam yok yahuu!!! bi kaç gundur içimde sakladığım bir duygudur bu. tek annemle paylaştım bunu. ama sevdiğim bi kazağım vardı yok yaa. her yere baktık. pek sevdiğim, ince fakat beni ısıtabilen(beni ısıtması zor bişiy değil aslında), kibar ve de sade bi kazağım vardı laacivert ve bej renklere sahip. kış geldi donuyoruz oleeey kalın kıyafetlerimizi giyip şık olabiliriz, yazın salaşlığından kurtulduk derken, kazağımı bulamıyorum yaa.hayır ulaşamadığım için daha mı değerli oldu gozumde bilmem. yani gostersem burda "amaan bu muymuş , çarpadan al yenisini nolcak" dersiniz. aslında kazak giymeyi hiç sevmem. sıcak basar beni daraltır ki kışın giydiğim seyleri goren arkadaşlarımız vardır bu yazıyı okuyan. giymiyom di mi adam gibi böle kalın şeler. giymiom, dogruya dogru ;p terletiyo abi beni böle şeler. böle şeler ne olabilir. ııı mesela kazak ;p ha polar şeyler de olabilir, onları giydiğim zaman cok kat giymiom zaten. haa ben bunları neden anlatıyorum. uzuun zamandır bişi yazmadım ya, yazasım gelmiş işte ilişmeyin. laf lafı açıyor zaten, neyse.. fotoğraftaki gibi kalın giyinmelerim anca sibirya soğuğundan sibirya soğuğuna görülmekte. bu kardan adam ismail hamdi bekir dayı olup emir bey ve bendenizin çalışmalarıyla benliğine kavuşmuştur. ben ismail hamdi bekir dayının ayaklarına basmama rağmen ne kadar buyuk olduğunu anlamışsınızdır. kafayı merdiven koyarak yaptık zaten ;)
2006 ocak istanbul - sibirya soğuğu yaşanırken