11 Mart 2007

... össnin açıklandığı dakikalarda ...

hayatımızdaki çoğu atraksiyonlu, stresli dakikalar simdi bize komik gelen anılar olarak beleğimize kazınmıştır.2005 yazında benim neslimden gençlerimiz össye girerek bu şekilde bir çok anı yaşamıştır. geçen eski konuşma kayıtlarını merak ettim ve üniversiteler açıklandığında ne muhabbet döndüğüne baktım, o dakikalar gözümde canlandı.
ama önce puanların açıklandığı günümü anlatayım:
açıklanmasına bi kaç saat vardı. ben sürücü kursundaydım. hatta
kuzen cansuyla aynı kurstaydım, yanımdaydı. heyecan yoktu. ama zaman yaklaştıkça bi adrenalin salgısı başladı. dedim içimden tenefüste ögrencem artık boşuna yusuflanmama gerek yok. şöyle uyumayaçalışayım dedim derste. neyse tenefüs oldu. cansuyla muhabbet ederkene telefon geldi. emir bey arıyordu:
- naber la naabıon?
- kurstayım abi nabam, tenefusteyim.
- kaç puan almışsın??
- (ben o dakikada hatırladım, unutmuştum tenefuste kaç puan aldığımı ögrenceğimi) haaaa kaç puan almışım????
- nerden bilem abi öğrenmedin mi sen??
- öğrenmedim, ben de sen benimkini öğrendin de soruosun sandım haa.
- çabuk öğren de ara beni !!!
telefon kapanır. sonra ben anamı aradıydım sanırım. o coktan ogrenmiş benim de ogrenmiş olduğumu sanıyordu :) yok dedim söyle sen. o şekilde öğrenebildim ancak :))
kazanılan yerlerin açıklandığı günüm ise şöyleydi:
ahmet bey bizde kalmıştı. bizim liseden kendisi ve balık etli bir gençtir. saat kurmamıştık sanırım. 10da açıklancaktı. biz otomatik olarak 9u bi kaç dakika geçe kalkdıydık. dedim " abi daha var yauu erken kalktık " ahmet dedi " olum stres oldum ben ". sonra ben de işin ciddiyetine vardım, hakkaten yahu şaka maka açıklanacak haa dedim içimden. açtık bilgisayarı erkenden. kader dakikalarını bekliyoruz. tabi kahvaltı falan yapmadık, yiyecek durumda değildik. derken msnde su konuşmalar olmuş-aynen alıntıdır- ben geçen gün bakınca hatırladım o dakikaları :)) :
(umut, uğurlarda kalmaktadır. uğur hafif toplu bir arkadaşımızdır.)
20.08.2005 09:49:07
orc - ıaaaah şişşko
uğur - şişşşt indir elini
" - umut Joseph oldu
" - ayı naoıo *ayı diye hitap ettiği ahmet oluyor;)

amet - sen kazanamıcan ayı
" - şişko kalcan sen
" - seneye hazırlan
" - muahahza
uğur - Jesus Cry *south parktan

orç - ımmppff saçlarımı yoldum *south park'tan tweek'in bir deyimidir -saçını yolarkenki fotosunu görmektesiniz-
" - ahhhh
" - ;p
uğur ya da umut - f***
20.08.2005 09:53:15 *burda bi süre sessizlik
20.08.2005 10:01:37
umut - la nere oldu
. . .
derken nereyi kazandıklarımızı yazmışız ve başka konuşma geçmemiş. sanırım akrabalar aranmaya başlandı, telefon trafiği yaşandı falan, ondandır :) simdi hatırlıyorum da ne heyecanlı zamanlardı heyy gidi günler ;p o dakikalarda uğur umut ahmet ve benim yaşanmışlık izimiz olan diyaloglarımızı saniyesi saniyesine görünce daha bir duygulandım. eminim onlar da bunu okuyunca duygulanacaklardır. yok aslında o kadar emin değilim ;p

09 Mart 2007

... ufo müzesine uzaylı ziyareti ...

eskilerden bir haber olmasına ragmen bugun yine bir programda görüp saçmalığından, komikliğinden, havasından suyundan iletmek istediğim bir haberi paylaşıyorum :
(mor olan kısım-en altta- mektupta yazanlardır, isteyen direk onu okuyabilir ;) )
Uzaya çıkmak için gerekli girişimlerde bulunmasıyla kamuoyunun gündemine gelen Denizli'de faaliyet gösteren Funika Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Sözkesen'in girişimleriyle birkaç yıl önce açılan Ufo Müzesi'nde çalışan 3 kişinin iddiaları herkesi şaşkına çevirdi. Denizli-İzmir Karayolu üzerinde bulunan Funika Holding Satış Mağazası içinde yer alan ücretsiz olarak gezilebilen Ufo Müzesi'nde çalışan Mağaza Sorumlusu Ramazan Tuna, mağaza çalışanı Sait Kızılhan ve güvenlik görevlisi Halil İbrahim Gökçe, gözleri tamamen siyah ve ilginç hareketleri olan bir kişinin, müzeyi gezdikten sonra not bırakıp, buharlaşarak ortadan kaybolduğunu ileri sürdü. Olayı Funika Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sözkesen'e bildirmeleriyle ortaya çıkan iddialar üzerine, Sözkesen gerekli incelemeleri başlattı. Mağaza çalışanı Sait Kızılhan, olay günü gözleri siyah, 1.60 boylarında, 15-16 yaşlarında görünümlü, ancak yüzüne bakıldığında daha yaşlı olan, saçları geriye doğru taranmış bir kişinin mağazaya geldiğini ve bunun kendilerinin dikkatini çektiğini söyledi. Mağaza Sorumlusu Ramazan Tuna ise gözleri simsiyah olan birinin kendilerinden izin alarak müze bölümüne geçtiğini ve bir süre gezdiğini belirterek, 'Daha sonra aşağıya indi. Kasanın önüne geldi ve masaya dayandı. Bir bana, bir de güvenlikçi arkadaşa baktı. Sağa sola kafasını çevirdikten sonra, elindeki kağıtları ters çevirip, hızlı bir şekilde mağazanın merdivenlerine doğru koşmaya başladı. Merdivenlerde durdu ve güvenlik görevlisiyle bir dakika kadar bir süreyle bakıştı. Güvenlikteki arkadaş ne olduğunu sorarcasına bir hareket yaptı. Şüpheli şahıs hareketin ardından hızla koşmaya başladı. Ben de arkasından koştum. Bir anda yolun karşısına geçti. Güvenlikteki arkadaş, şüphelinin karşıdan karşıya geçerken, bir el hareketiyle araçları durduğunu gördü. 3 adımda yolu karşıdan karşıya geçti. O anda büyük şaşkınlık yaşadık. Yolun karşısında bize doğru döndü ve yüz yüze bakışmaya çalıştı. O meçhul kişiyle aramızda kapalı kasa bir araç girdi ve o kişi 2 saniye içinde yok oldu. Sağa sola kaçacağı bir yer yoktu. Kaçsa biz görürdük' dedi.
Müşterilerden birinin de, o şahsın ilginç hareketleri gördüğünü belirten Ramazan Tuna, 'Müşterimiz, şahsın müzede gördüğü her şeyin karşısına geçip kafasını sağa sola çevirerek adeta gördüklerini ve okuduklarını not ettiğini bize söyledi' diye konuştu. Funika Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sözkesen, mağazadaki görevlilerin olaydan sonra kendisini arayarak mağazaya gelmesini istediklerini belirterek, 'Mağazaya geldiğimde 3 arkadaşımız da şaşkın vaziyette, şok ve telaş içindeydi. Onları öyle görünce işin ciddi olduğunu, ilginç ve garip bir ziyaretin vuku bulmuş olabileceğini anladım. O andan itibaren de araştırmalarımıza başladık ve sürdürüyoruz. Şu ana kadar toplayabildiğimiz veriler ışığında, ortada ilginç ve bir o kadar da garip bir ziyaret söz konusu. Ama bu ziyareti gerçekleştiren kişi, bizim gibi normal insanların ötesinde bir varlık. Öyle bir durum görünüyor. İsmini henüz tespit edemediğimiz bir müşterimiz, şahsın 15-20 dakikalık ziyaretinde tüm panoları incelediğini ve video kameraya kaydeder gibi okuma stiliyle okuduğunu ve telaşlı hareketleri olduğunu söyledi. 2 çalışanımızın gözlerinin önünde gözden kaybolması çok ilginç. Benim bildiğim kadarıyla 2 kişi aynı anda aynı halüsinasyonu göremez' dedi.
Bir gazetecinin, 'Bu ziyaret mağazaya ilginin artması için yapılmış olabilir mi' sorusuna Sözkesen, 'Belki böyle bir düşünce olmuş olabilir. Dünyada 4 tane Ufo Müzesi var. Biri de Türkiye'de. Belki uzaylı bir varlık, böyle bir ziyaretle bize jest yapmak istemiş olabilir' ifadesini kullandı. İlginç olayın ardından, 3 kişi de gördükleri varlığın robot resmini çizerek yetkililere teslim ederken, bıraktığı notta şu cümleler yer aldı:
"Gerçekten hakkımızda güzel bir galeri hazırlanmış. Size çok teşekkür etmek isterdim. Ama burada daha fazla kalamayacağım. 2002 yılındaki göktaşı olayı bizim için çok önemli bir olaydır. Çünkü o günkü olayda bizzat ben emir verdim. Her neyse, daha fazla konuyu uzatmayayım. Gezegeninizi uzaktan takip ediyoruz. Ben uzaylılardan sadece bir tanesiyim. İsmim Mel. Miyawu Galaksisi Sitiyma gezegeninden geldim. Başarılarınız devamını dilerim. Bana ister inanın, ister inanmayın. Ben neysem oyum".
Ayrıca notun altında tuhaf harflerden oluşan bir cümlenin de yer alması dikkat çekti.

çentik : bi siteden buldum haberi ;p

... dolmuşta ...

. . . önümde oturan teyze zorlukla arkasına dönerek :
- burası konyaaltı mı yavrucum?
- hayır, burası meltem efendim, sahil kısmı konyaaltı
- antalya çok güzel
- bu buyuk binalar hep mel.. efendim
- antalya çok güzel, ilk gelişim antalyaya
- nerelisiniz ?
- izmirliyim
- e ama izmir de güzel
- yok, her yer gecekondu oldu, bi karşıyaka göztepe falan güzel..şu binalar da yüksek olmasa daha iyi olurmuş
- evet yüksek yüksek hep meltem, sahilde alçak binalar ama yinede cıkıntılar var
- bize mi sordular di mi evladım
- hehe
- di mi evladım bize mi sordular
- evet teyzecim . . .
teyze önüne döner . . .