03 Mart 2012

Vakka vakka

(Sabah ilçe içinden bir vaka haberi gelir. Vakayla uyanmış olduğumdan dolayı burnum ve boğazım doludur. Hastaya serumu taktıktan sonra kendime muameleye başlarım –tıkalı yerleri boşaltmak suretiyle-...)
Teyze 1 - Geçmiş olsun doktorum, geçen de bize geldiydin hala iyileşmemişin ya
Ben - Ehehh öyle oldu biraz
T 1 - Sıcak yerden geldin herhal, alışamadın
Ben - Hee Antalya’dan geldim
T 1 - Anaam tabi ya Antalya’dan gelmişin burayı nereden bilicen, alırsın soğuğu. Bal ve zencefili karıştır ye, gribe iyi gelir
Ben - Her gün mü, hastalandığımda mı? (tedavi mi proflaksi mi)
T 1 - Her gün
Diğer teyze söze girer,
Teyze 2 - Yaa ben geçen bal ve zencefil kaynattım, tadı bi kötü içemedim
Ben - Sen kaynatmışın teyze bak diğer teyze direk yiyeceksin diyor
T 2 - Bak zencefil de burada hatta kaldı getti(arkasından bir poşet çıkaran)
Şoför İsmail Bey – Teyze bu zencefil değil, kabuk tarçın bu ya hahaa
T 2 - Enee yanlış olmuş ya o zaman, neyse...doktorum bi bardak daha çay al, gribe iyi gelir
Ben - Ne kattın teyze çaya, niye iyi gelsin
T 2 – Ehehe ya sıcak ya öyle iyi gelir yavrum öyle derler
Ben - Teyze yoksa kabuk tarçınları mı attın demliğe kaldı getti bitsin diye
T 2 - Hehehehe yok yavrum bişi atmadım valla
Ben – Kabuk tarçınları et yemeğine atın, etin ağır tadını hafifletir, yemeğe aroma katar
(niye bu açıklamalara giriyorsam ;p)
T 1 - Bu doktorum geçen gün bize geldi, bi teyzemize serum taktı eyi etti, o gündür iyi teyze
T 2 – Valla ilçemize hep iyi doktorlar geliyor çok şükür, çok şanslıyız
Ben – Amcanın ağrıları önceden de oluyormuş, var mı bi ağrı kesici ilaç evde?
T 2 – Yok gali gidince Tuncay Bey’e(Aile hekimi) bi sürü ilaç yazdırıyoz, daha bi de ağrı kesici yaz diyemeyom valla, şükür güzel yazıyo bayaa
Ben - Amca ne ilaçlar kullanıyor bi gösterir misin bana
T 2 (kutuları önüme yığar) – Bunları kullanıyor düzenli
Ben – Yeni bi ilaca başlamadı di mi son günlerde
T 2 – Ya ben dünden beri ağrısı var diye kendi şu iki ilacımdan da verdim.
Ben – Ahahh iyi de teyze ağrı kesici değil bunları niye verdin?
T 2 – Ne bilen bana iyi geliyor ya, o da iyi olsun deye, ne bilen ben. Bi de ben içerken görüyor, istiyor.
Ben – Ahahh verme sen teyze bunları, su ver, bu ilacı içine attım de ahahh(kıps)
T 2 – Bi de şu ilacını sinir ilacı diye içmedi, hiç açmadı inat ediyo, niye iççem içmem ben diyo
Ben – Amcaa(duysun diye bağırarak), bunu akşamları yemekten sonra iç, baş ağrılarına da iyi gelir bu bak! (teyze2ye dönerek kıps yapan)
Artık serum biterken, biz gitmeye yakınken
T 1 – Evli misin doktorum, bak bu(teyze 2) düğünlerde iyi oynar, oynatırız
Ben – Ahahah hadi ya
T 1 – Çağırırlar her düğüne oynasın diye
Ben – Evli değilim de, yakında da olamaz, hmmm teyze biraz sıksın dişini de o zamana buralarda(!) olursa artık bakarız
Teyzeler dahil herkes - Ahauhahaa
DrÇun Show burada sona eriyor. Bir telefon kadar yakın...:D

02 Mart 2012

The Protocol (!)

(Kaymakamla yapılacak toplantı öncesi 1(bir) sandalyesi olan ilçenin ileri gelen şahıslarıyla birlikte yan odada beklerken...)
- Buyrun oturun doktor bey
- Yok teşekkürler
. . .
- Doktor bey buyrun
- İyi böyle sağolun
. . .
- Doktor bey ayakta kalmayın
- İyiyim ya oturacağız zaten birazdan içeride
. . .
- Doktor bey niye ayakta
- Sağolun siz buyrun
. . .
- Doktor bey?
- Tamam oturuyorum
- Çay?
Doktor oturtuldu, çaylandı. Görev tamam.
(İyi de herkes ayakta, bir ben oturuyorum elimde çayla...)