25 Mayıs 2010

Son -Beş-


aslında blog konsepti olmamasına rağmen enteresan geçen son bir haftamı klavyeye alasım geldi. öncelikle bu geçen haftanın 5. sınıfın son haftası olduğunu belirtmek isterim. koskoca 5 sene, aslında liseden uzun ama birçoğumuzun kanaati, çok hızlı geçtiğidir bu 5 senenin. neyse, ve son hafta acilen kallavi acil sınavına çalışmak stresi ile geçecek gibi başlıyordu. fekat sadece bu olmayacaktı. zira annem evde bence aşırı gereksiz olan boya badana ve parkeleri cilalatmak işlerine girişileceğini söyledi. "hayda!!" demeye kalmadan ustalar eve üşüşmüştü. kendi sığacağım yaşama alanları oluşturarak acile çalışmaya karar verdim. gündüz usta ve makine sesleri, akşam vernik kokularıyla kafayı bularak çalışmalarımı sürdürmeye çalıştım. 2 gece oturma odasında kısılı olduğum için orada yattım. çok çileler çektim ;p cuma günü geldi ve acil sınavlarını geçtik. o günden beri ağabeyimlerde kalıyorum. burada da minik patik hanım var. hayatımda gördüğüm en oyuncu ve en yaramaz kedi. hiç mi yorulmuyor anlamıyorum. oyun oynamasına izin veririm ama oyunları ısırmaya, aniden atlamaya ve tırmalamaya vurduğunda birkaç dakika sonra korkunç bir hal alıyor, sinir harbi yaşanıyor. sustan durdan anlamıyor. ve sonuçta odadan kovuluyor, buna beni mecbur ediyor ;p kısacası tatil gündüzleri uykumu alarak(dozunda uyumak güzeldir), uyandıktan sonra patik hanımla boğuşarak başladı. ha ama burundan nefes almamı imkansız kılan sinüzitimi es geçemem, tatille beraber bir sinüzittir gidiyor ya hayırlısı. 4 haftalık da olsa tatil yapmak güzeldir. gerçi insan kendini bir boşlukta hissediyor, yapacak bir şeyi yok gibi geliyor(düşününce acele bir şey yok en azından;p). emir beyin okulunun da 5i 6sı gibi bitmesi durumunda istanbul yolu bana gözüküyor yine bu tatilde (en sevdiğimiz insanlarla zaman geçirip kafa dağıtmayı başarabilmek güzeldir). başka da bir şey yok, amaçsızlık diz boyu. intörnlük için enerji toplamak olabilir belki bu tatilin özeti, tatil yapmadan özetini çıkardım bak sevgili blog okuru. sonrasında intörnlük, ondan sonra tus, anlamsız bi akıntıya düştük ya sıcak denizlere ulaşır mıyız bilemem. henüz sular buz gibi, orası kesin. görüşürüz umarım..

08 Mayıs 2010

Bütün C'lere (ben yazmışçasına)

"ilkokulda C sınıfında okuyanlar daha mı sevimli oluyordu ne. A sınıfındakiler hep biraz uyuzdu sanki. edalı halleri vardı A sınıfındakilerin. B sınıfındakiler çok sıkıcıydı hatırladığım kadarıyla. D sınıfı haylazlığa yatkındı ama A sınıfından B sınıfından iyiydi yine. E sınıfı hep biraz dışlanmışlar sınıfı gibiydi. Yangından son kurtarılacak onlar gibiydi hep. sınıfları da pisti. ama bence en fenası, hangi sınıf olduğunun bi önemi yok, misal ilkokula X sınıfta başlayıp, sonra bi şekilde Y sınıfına geçen, ve hatta mezuniyetini Z sınıfında yaşayanlar ise bu toplumun gerçek kurbanları, gerçek tiynetsizleri oldular zaman içinde." 22 nisan uykusuzun alpay erdemin yazısından bir bölümdü bu. 9. sınıfa kadar Cde okuyarak paralel duygulara sahip olmuşumdur, diğer Clilerle de bunu paylaşmak istedim. (diğer şubeleri tenzih ederim ;p)