çok yoğun bir sömestrdi ;p yok aslında çok yoğun değildi çook güzeldi diyebilirim. tatilin ilk yarısında emir beyler geldiler. bi kaç gün ağırladık. hastalandı falan bi garipti ;p ama bizim yuzumuzden hastalanmadı onu da söyleyeyim. hava değişikliği falandır heralde sebep. bizde kaldığı bir gece sırılsıklamın coverını yaptık. daha modern rock tadında, daha sert bi soundla, ama yine sırılsıklam yine çırılçırıl :) ondan sonra daha bir sürü gezdik tozduk yedik içtik falan felan derken bi gün merve hanımla tanışma fırsatını yakaladım ve tanıştım. hörmetlerimi sunarım burdan kendisine ;p asıl bir hadise anlatayım burda konseptimiz yüzeyel detaylar olduğu için ;p :emir beyin şoförlüğünde ezgi hanımı ziyarete gidiyord
uk, saat biraz ileri(baya) hava da karanlıktı(doğal olarak). zaman gec oldugu için antalyamızın güzide sür'at tutkunları da trafikteydi. sağlı sollu şahinler, serçeler, muratlar kasislere çukurlara aldırmadan hızlanıyorlardı. netekim hava karanlık olunca yolu bulamadık. bizi sağdan ara ara geçen beyaz serçeli amcaya sormaya karar verdik tabi onu yakalamamızı kırmızı ışık sağladı. ben araca bi baktım abaaoww pala bıyıklı bi amca korkunç bi simaa nese serin kanlıydık, "aç camı aç" işareti çaktım, amca da "ne var lan" der gibi kafasını salladı. ben yine "aç camı aç" işareti yaptım. amca kapıyı açtı !! ben biraz heyecanlansam da "sahil yoluna nasıl inebiliriz?" diye sorabildim. "hö??" işareti yaptık yine mimikleriyle;p bi daha sordum , ilerde yol sizi atıyor gibisinden bişi dedi. ben de eyvallaaaa dedim. sonra bulduk yolu. ama amcanın o kadar aç camı işaretimden sonra kapıyı açıp bana bakması sahnesini unutamıyorum ;))daha bir suru vakaa olmuştu da sonra yazarım kısım kısım :)